Mevlana
MEVLANA
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey
görebiliyor musun dünyadan?
Sen göremiyorsun
diye bu alem yok değildir.
İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir.
Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir.
İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya göründügün gibi ol.
Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok.
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana,
içinde inci vardır.
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
Ahlaksızların bağırışıyla, yürekli yiğitlerin naraları,
tilkiyle arslanın sesi gibi meydandadır.
Dil, tencerenin kapağına benzer.
Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa,
o yine dilsiz sayılır.
Doğruluk,
Musa'nın asası
gibidir.
Eğrilik ise
sihirbazların
sihrine benzer.
Doğruluk ortaya çıkınca,
bütün eğrilikleri yutar.
Satrançta piyon yola çıkar da,
sonunda yüce vezir olur.
Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde
şaşılacak bir şey yok.
Şaşılacak olan odur ki, bu kuzu,
kurda gönül bağlamış, aşık olmuştur.
Ne kadar bilirsen bil,
söylediklerin
karşındakinin anlayabildiği kadardır.
Fikir ona derler ki bir yol açsın,
Yol ona derlerki bir gerçeğe ulaşsın."
Herkes güneşi görebilseydi,
güneşin ışıklarına delalet eden
yıldızlara ne ihtiyaç vardı?
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir...